Bilindiği gibi KPDS ve ÜDS kalktı. Bu iki sınav birleşti ve yerine YDS geldi. ÖSYM adayların mağdur olmaması adına örnek kitapçıklar yayınladı. İngilizce kuralları değişmediğine göre bence çalışan için sıkıntı yok.
2013-YDS Almanca Örnek Sorular
2013-YDS Fransızca Örnek Sorular
2013-YDS İngilizce Örnek Sorular
Bilinmesi Gereken Kelimeler Part 1:
A
1 abate : azalmak
2 abolish : yürürlükten kaldırmak
3 accelerate : hızlandırmak
4 accomplish : başarmak
5 accountfor : hesabını vermek, açıklamak
6 achieve : başarmak
7 acquire : kazanmak
8 act : hareket etmek
9 act as : -lık yapmak, etme
10 act on behalf of : nin lehinde
11 activate : harekete geçirmek
12 activein/on : da aktif olmak
13 adapt : uyarlamak
14 adjust : uydurmak, ayarlamak
15 administer : yönetmek
16 admonish : uyarmak
17 adopt : evlat edinmek
18 advance : ilerlemek
19 advertise : ilan etmek
20 advise : öğüt vermek
21 advocate : desteklemek
22 add : eklemek
23 address : hitap etmek
24 aid : yardım etmek
25 align : düz bir yere koymak
26 allocate : pay etmek, bölüştürmek
27 allow : izin vermek
28 amend : düzeltmek, ıslah etmek
29 analyze : analiz etmek, çözümlemek
30 anticipate : tahmin etmek, sezinlemek
31 apply : başvurmak
32 appoint : tayin etmek
33 appraise : değer biçmek, değerlendirmek
34 approve : uygun bulmak, hoş karşılamak
35 arbitrate : hakem sıfatıyla karar vermek
36 arrange : düzenlemek
37 articulate : açıkça ifade etmek
38 ascertain : tahkik etmek, soruşturmak
39 assemble : monte etmek, kurmak
40 assert : ileri sürmek, iddia etmek
41 assess : değerbilmek
42 assign (was) : ayırmak, tahsis etmek
43 assimilate : benzetmek, özümlemek
44 assist : yardım etmek
45 assume : sanmak, üzerine almak
46 assure : temin etmek, söz vermek
47 attain : ulaşmak, erişmek
48 attend : devam etmek, gidip hazır bulunmak
49 audit : dinlemek, denetlemek
50 augment : artırmak, artmak
51 author : yazmak, yazarlık yapmak
52 automate : otomatikleştirmek
53 avoid : kaçınmak, çekinmek
B
54 backtrack : aynı yere geri dönmek
55 balance : dengede tutmak, karşılaştırmak
56 become : olmak, yakışmak
57 breakground : temel kazmak
58 brighten : şenlendirmek, aydınlatmak
59 bring : getirmek, neden olmak
60 bring out : ortaya çıkarmak, göstermek
61 budget : bütçe hazırlamak, planlamak
62 build : inşa etmek, kurmak
63 buy : satın almak
C
64 calculate : hesaplamak
65 calibrate : ince ayar yapmak
66 canvass : oy veya sipariş toplamak
67 catalogue : – in katoloğunu yapmak
68 chair : başkanlık etmek
69 challenge : meydan okumak
70 change : değiş(tir)mek, para bozdurmak
71 chart : tablosunu çıkarmak
72 check : önlemek, durdurmak, kontrol etm.
73 clarify : arıtmak, süzmek, açıklamak
74 classify : sınıflara ayırmak
75 clear : temizlemek, kurutmak
76 close : kapa(t)mak, sona erdirmek
77 coach : eğitmek, antrenman yaptırmak
78 co-author : ortaklaşa yazmak
79 co-develop : birlikte gelişmek
80 co-direct : birlikte yönetmek
81 collaborate : işbirliği yapm., birlikte çalışmak
82 collect : toplamak, biriktirmek
83 co-manage : ortaklaşa yönetmek
84 command : emretmek, yönetmek
85 commend : emanet etmek, övmek
86 communicate : nakletmek, bildirmek, haberleşmk, iletişimk
87 compare : karşılaştırmak
88 compile : derlemek
89 complete : tamamlamak
90 compose : bestelemek
91 compute : hesap yapmak
92 computerize : bilgisayarla hesaplamak
93 conceive : tasarlamak, kurmak
94 conceptualize : kavramsallaştırmak
95 conciliate : gönlünü almak, yatıştırmak
96 condense : koyulaşmak
97 conduct : rehberlik etmek
98 confront : yüzleştirmek
99 conserve : korumak
100 consolidate : sağlamlaştırmak
101 construct : inşa etmek
102 consult : bakmak
103 contact : bağlantı kurmak
104 contract : kapmak (a tutulmak)
105 contribute : katkıda bulunmak
106 control : kontrol etmek
107 convert : dönüştürmek
108 convince : inandırmak, ikna
109 co-operate : işbirliği yapmak
110 co-ordinate : koordine etmek
111 correct : doğrulamak
112 correlate : karşılıkl ilişkisi olamak
113 correspond : uygun olmak, inkarş. bulmak
114 corroborate : doğrulamak
115 counsel : tavsiye etmek
116 create : yaratmak
117 critique : eleştiri yazısı
118 culminatein : en son noktaya erişmek
119 cultivate : yetiştirmek
D
120 dealwith : ile meşgul olmak
121 decide : karar vermek
122 decrease : azaltmak
123 defer : sonraya bırakmak
124 define : tanımlamak
125 delegate : yetki ile göndermek
126 deliver : teslim etmek
127 demand : talep
128 demonstrate : göstermek
129 deploy : açmak, yaymak
130 design : planını çizmek
131 detail : ayrıntılı olarak anlatmak
132 detect : ortaya çıkarmak
133 determine : kararlaştırmak
134 devastate : harap etmek
135 develop : geliştirmek
136 devise : tasarlamak, icat etmek
137 diagnose : teşhis etmek
138 direct : doğrulamak
139 discover : keşfetmek
140 discuss : tartışmak
141 disestablish : yerinden etmek
142 dispense : dağıtmak
143 display : göstermek
144 disprove : çürütmek
145 disregard own : aldırmamak, ihmal etmek
146 dissect : dikkatle incelemek
147 distribute : bölüştürmek
148 divert : dikkatini dağıtmak
149 document : belgelemek
150 double : katlamak
151 draft : taslağını çizmek
152 dramatize : drametikleştirmek
153 draw : resmini çizmek
154 drawattention : dikkat etmek
155 drive : araba sürmek
E
156 earn : kazanmak
157 edit : yayına hazırlamak
158 educate : eğitmek
159 effect : etkilemek
160 electrify : heyecanlandırmk
161 eliminate : elemek
162 embark on : -e başlamak, girişmek
163 embellish : süsleyerek güzelleştirmek
164 empathize : kendini başkasıyla özdeşleştirmek
165 employ : görevlendirmek
166 enable : imkan tanımak
167 enact : yasa çıkarmak
168 encourage : cesaretlendirmek
169 enforce : zorla kabul ettirmek
170 engineer : değişiklik yapmak
171 enhance : çoğaltmak
172 enlarge : genişletmek
173 enlist : askere almak
174 ensure : garantiye almak
175 entertain : eğlendirmek
176 equip : donatmak
177 establish : kurmak, tesis etmek
178 estimate : tahmin etmek
179 evaluate : değer biçmek
180 examine : incelemek
181 exceed : aşmak
182 execute : idam etmek
183 exercise : alıştırma yapmak
184 exhibit : göstermek
185 expand : genişlemek
186 experiment : deney yapmak
187 expiate : kefaret vermek
188 explain : açıklamak
189 express : ifade etmek
190 extract : seçip çıkarmak
F
191 fabricate : imal etmek
192 facilitate : kolaylaştırmak
193 familiarize : alıştırmak
194 fashion : biçimlendirmek
195 figure : biçim vermek
196 file : sıralamak
197 fill : doldurmak
198 filter : süzmek
199 finance : finanse etmek
200 find : bulmak
201 fix : düzenlemek
202 focus : bir noktaya toplamak
203 follow : izlemek
204 forecast : tahmin etmek
205 forge : devir dönmek
206 form : oluşturmak
207 formulate : formulleştirmek
208 forwardto : göndermek, sevk etmek
209 foster : beslemek
210 found : desteklemek
211 functionas : olarak işlev görmek
G
212 gain : kazanç elde etmek
213 gather : sonuç çıkarmak
214 generate : üretmek, oluşturmak
215 govern : yönetmek
216 graduate : mezun etmek
217 guide : klavuzluk etmek
H
218 handle : control altında tutmak
219 head : yönelmek
220 help : yardım etmek
221 hire : kiralamak
I
222 identify : tanımak
223 illustrate : örneklerle açıklamak
224 imagine : hayal etmek
225 implement : yerine getirmek
226 improve : geliştirmek
227 improvise : hemen söylemek
228 increase : çoğaltmak
229 index : sıralamak
230 indoctrinate : öğretmek
231 influence : etkilemek
232 inform : haberdar etmek
233 initiate : başlatmak
234 innovate : buluş yapmak
235 inspect : denetlemek
236 inspire : ilham vermek
237 install : yerleştirmek
238 instigate : kışkırtmak
239 instil : fikir aşılamak
240 institute : kurmak
241 instruct : bilgi vermek
242 instrument : çalgı çalmak
243 insure : garantilemek
244 integrate : bütünleşmek
245 interface : sınırlı olmak
246 interpret : yorum yapmak, tercümanlık yapmak
247 intervene : arada olmak
248 interview : röportaj yapmak
249 introduce : tanıştırmak
250 invent : icat etmek
251 inventory : sayım çizelgesi yapmak
252 invest : yatırım yapmak
253 investigate : soruşturmak
254 involve : içermek
J
255 judge : değerlendirmek
256 juggle : hile yapmak
257 justify : haklı çıkarmak
K
258 keep : korumak
259 kindle : tutuşturmak
L
260 launch : piyasaya sürmek, hızla atmak
261 lead : yönetmek
262 learn : öğrenmek
263 lecture : konferans vermek
264 legitimate : yasal olmak
265 leverage : etkilemek, kontrol etmek
266 liaison : bağlantı
267 lift : yükseltmek
268 listen : dinlemek
269 locate : yerini öğrenmek
270 log/document : kaydetmek deftere
M
271 maintain : sürdürmek
272 manage : başarmak
273 maneouvre : manevra yap(tır)mak
274 manipulate : elle işlemek, beceriyle kullanmak
275 map : haritasını çıkarmak
276 market : pazarlamak
277 master : e hakim olmak
278 measure : ölçmek
279 mediate : arabuluculuk etmek
280 meetwith : biriyle tanışmak
281 mentor : akıl hocası
282 minimize : azaltmak
283 model : modellik yapmak
284 modify : değiştirmek
285 monitor : kontrol etmek
286 motivate : motive temek, harekete geçirmek
N
287 navigate : yönlendirmek, gemi yolc. yapmak
288 negotiate : uzlaştırmak
289 nominate : tayin etmek
O
290 observe : dikkat etmek
291 obtain : içermek
292 offer : teklif temek
293 operate : ameliyat etmek, işletmek
294 optimize : iyimser olmak
295 orchestrate : uyarlamak
296 order : düzenlemek
297 organize : örgütlemek
298 originate : başlatmak
299 outmaneouvre : etkili hareket etmek
300 overcome : Üstesinden gelmek
301 oversee : göz kulak olmak
P
302 paint : boyamak
303 participate : katılmak
304 pass : geçmek
305 penetrate : in içine girmek
306 perceive : algılamak
307 perfect : mükemmelleştirmek
308 perform : rol oynamak, yapmak
309 permit : izin vermek
310 persuade : inandırmak
311 photograph : fotoğrafını çekmek
312 pilot : klavuzluk yapmk
313 pioneer : öncülük etmek
314 place : koymak, yerleştirmek
315 plan : planlamak
316 play : oynamak
317 playacentralrole : merkezi bir rol oynamak
318 playakeyrolein : anahtar bir rol oynamak
319 playanearlyrole : erken bir rol oynamak
320 position : yerleştirmek
321 predict : önceden bildirmek
322 prepare : hazırlamak
323 prescribe : tavsiye etmek
324 present : tanıtmak
325 preserve : devam ettirmek
326 preside : yönetmek
327 prevent : engellemek
328 print : yazdırmak
329 process : bilgisayarda denetlemek
330 procure : kazanmak
331 produce : Üretmek
332 profit : kar etmek
333 program : programlamak
334 project : yöneltmek
335 promote : terfi ettirmek
336 proofread : yanlışları düzeltmek
337 prophecy : kehanet
338 propose : önermek
339 prospect : araştırmak
340 protect : korumak
341 prove : kanıtlamak
342 provide : sağlamak
343 publicize : halka tanıtmak
344 publish : yayınlamak
345 purchase : satın almak
346 pursue : peşini bırakmamak
Q
347 quadruple : dört katı olmak
348 question : soru sormak
349 quote : fiyat vermek
R
350 raise : doğmak, yükseltmek
351 ramrod : inat etmek
352 rank : sıralamak
353 realize : farkına varmak
354 reason : sebep olmak
355 receive : almak, kabul etmek
356 recognize : farkına varmak
357 recommend : tavsiye etmek
358 reconcile : barıştırmak
359 reconstruct : yeniden kurmak
360 record : kayıt yapmak
361 recruit : işe almak
362 rectify : iyileştirmek
363 redistribute : tekrar paylaşmak
364 reduce : zayıflamak, azaltmak
365 reenlist : yeniden askere almak, işe alma
366 re-evaluate : tekrar değerlendirmek
367 refer : atıfta bulunmak
368 refine : arıtmak
369 regulate : düzene sokmak
370 rehabilitate : ıslah etmek
371 rejuvenate : gençleştirmek
372 relate : ilişkilendirmek
373 relay : naklen yayınlamak
374 remove : silmek
375 render : ifa etmek
376 renegotiate : yeniden uzlaşmak
377 renounce : terk etmek, vazgeçmek
378 renovate : yenilemek
379 reorganize : yeniden organize etmek
381 replace : yer değiştirmek
382 report : rapor etmek, haber yazmak
383 represent : simgelemek, temsil etmek
384 request : gerektirmek
385 require : dilemek istemek
386 research : araştırmak
387 resolve : tekrar çözmek
388 respond : yanıtlamak
389 restore : yenilemek
390 restructure : yeniden tasarımlamak
391 retrieve : geri almak
392 revamp : yenilemek, değişiklik yapmak
393 review : eleştirmek
394 revise : gözden geçirmek
395 revitalize : güçlendirmek
396 revive : yeniden canlandırmak
397 revolve (about) : etrafında dönmek
398 rewrite : yeniden yazmak
399 risk : tehlikeye atlamak
S
400 salvage : mal kurtarmak
401 satisfy : memnun etmek
402 save : kurtarmak
403 save (money/time) : saklamak
404 schedule : saatini saptamak, listeye kaydetmek
405 score : skoru yazmak
406 screen : perdelemek, elemek
407 secure : güvenceye almak
408 select : seçmek
409 self-finance : kendi kendine finanse etmek
410 sense : hissetmek
411 separate : ayrı yaşamak
412 serve : hizmet vermek
413 service : bakımını sağlamak
414 setup : kurmak
415 sew : dikiş dikmek
416 shape : biçimlendirmek
417 share : paylaşmak
418 sharpen : kesinleştirmek
419 shift : değiştirmek
420 ship : göndermek
421 show : göstermek
422 sign : işaretlemek
423 simplify : kolaylaştırmak
424 sketch : tarif etmek
425 solace : avutmak
426 solidify : sağlamlaştırmak
427 solve : çözmek
428 sort : sınflamak
429 spark : kışkırtmak
430 speak : konuşmak
431 spearhead : öncü olmak
432 specify : açıkça belirtmek
433 stabilize : sağlamlaştırmak
434 staff : eleman sağlamak
435 start : başlamak
436 stimulate : harekete geçirmek
437 stop : durmak
438 straighten : düzeltmek
439 streamline : verimlilik düzeyini arttırmak
440 strengthen : güçlendirmek
441 structure : yapılandırmak
442 study : çalışmak, incelemek
443 substantiate : kanıtlamak
444 substitute : yerine geçmek
445 succeed : başarmak
446 suggest : önermek
447 summarize : özetlemek
448 supervise : denetlemek
449 supply : tedarik etmek
450 support : desteklemek
451 survey : incelemek, teftiş etmek
452 sustain : güçlendirmek
453 symbolize : sembolize etmek
454 synthesize : sentezle birleştirmek
455 systematize : sistemleştirmek
T
456 tabulate : çizelgelemek
457 takecharge of : sorumluluğunu üstlenmek
458 takethelead : liderliği ele geçirmek
459 talk : konuşmak
460 taskwith/to : görevlendirmek
461 teach : öğretmek
462 tend : eğilim göstermek
463 test : test etmek
464 tighten : sıkılaştırmak
465 time : zamanlamak
466 train : eğitmek
467 transcribe : uyarlamak
468 transfer : çevirmek
469 transform : dönüştürmek
470 translate : tercüme etmek
471 transmit : göndermek
472 travel : yolculuk etmek
473 treat : davranmak, elden geçirmek
474 triple : üç kat artmak
475 troubleshoot : sorunu bulup gidermek
476 tutor : özel öğretmen
477 type : daktilo kullanmak
U
478 uncover : meydana çıkarmak
479 understudy : dublörlük yapmak, yedek aktör
480 undertake : Üstlenmek
481 unify : birleştirmek
482 unit : birleşme
483 update : güncelleşmek
484 upgrade : yükselmek
485 use : kullanmak
486 utilize : kullanmak
V
487 validate : onaylamak
488 verbalize : açıklamak
489 verify : doğruluğunu kanıtlamak
490 vitalize : yeniden hayata döndürmek
491 volunteerto/for : gönüllü olmak
W
492 wade : geçmek
493 wash : yıkamak
494 weigh : tartılmak
495 win : kazanmak
496 withstand : karşı koymak
497 work : çalışmak
498 wring : bükmek, sıkıp suyunu çıkarmak
499 write : yazmak
Y
500 yield : teslim olmak, ürün vermek
Bilinmesi Gereken Kelimeler Part 2:
A –
Abandon: terk etmek, vazgeçmek, bırakmak
Abrogate: yürürlükten kaldırmak, (bir kanuna veya anlaşmaya) son vermek
Abruptly: aniden; ani ve nezaketsiz biçimde
Absolute: tam, mutlak, kesin; tamamen
Abstract: soyut
Absurd: saçma, gülünç
Abundant: bol, çok
Accomplish: başarma, tamamlama
Accord: uzlaşma
Accordingly: buna göre
Accountant: muhasebeci
Accurate: kesin, doğru, yanlışsız
Accused: sanık
Accustomed: alışkın, alışılmış, her zamanki
Achieve: başarma, elde etme
Acknowledgement: onay, kabul etme, tasdik
Acute: keskin (düşünce), şiddetli; dar açı; çok çabuk tehlikeli bir biçime gelen hastalık
Adapt: uyum sağlamak
Addicted: bağımlı, tiryaki
Addiction: bağımlılık
Additional: ilave, ek
Adequate: yeterli, uygun, elverişli
Adjust: ayarlamak, uydurmak, uymak
Adjustable: ayarlanabilir, uyarlanabilir
Administrate: yönetmek, idare etmek
Admirable: takdire değer
Advanced: ilerlemiş, ileri
Affable Agreeable: rahat, dostça, anlaşılabilir
Affair: olay, mesele, sorun
Affectionate: müşfik, sevecen
Affluent: Wealthy: varlıklı
Agreeable: razı, hoş, iyi
Aid: yardım
Aisle: sıralar arası, yol, geçenek
Alliance: ittifak
Ally: müttefik, dost
Alter: Change
Ambiguous: müphem, birden fazla anlama gelebilen
Amend: düzeltme, değiştirme
Ample: gerektiğinden çok, bol
Annual: yıllık, yıldönümü
Anticipate: tahmin etmek, ve ona göre davranmak
Apparel Clothing: kılık kıyafet
Apparent: açık, apaçık, belirli
Appetite Desire for food: iştah, arzu
Apply: başvurmak, müracaat etmek, uygulamak
Appreciate: takdir etmek
Apprehension Fear; korku, endişe; anlayış, kavrayış
Approach: yaklaşım, tarz
Approval: tasvip, onay; resmi izin
Argue: tartışma, münakaşa, iddia etme
Argument: tartışma; sav, iddia
Article: makale; tanımlık; madde-fıkra; eşya-parça
Artisan: zanaatçı, esnaf
Ashamed: utanmak
Assassinate: suikast yapmak
Asset : Advantage: kıymetli şey, beceri, erdem
Asset: servet; değerli nitelik
Astonished: hayret etmek, şaşkın olmak, şaşırmak
At once: derhal; aynı anda
Attack: saldırmak
Attainment: Achievement, başarı, elde etmek, marifet
Attempt: teşebbüs etmek, denemek
Attract: cezbetmek, çekmek
Available: elde edilebilir, müsait
Avidity: gayret, heves, hırs
Award: ödül, mükafat
B
Background: geçmiş, tecrübe, arka plan
Balance: denge, dengelemek
Barely: zar zor, zorla
Base: temel, esas; askeri üs
Basis: temel, dayanak, öz
Beneficial: faydalı
Benefit: fayda, yarar
Blame: suç, suçlamak
Blink: Open and close, gözlerini kırpıştırmak
Bloom: çiçek açmak
Blossom: çiçek açmak, canlanmak, gelişmek
Blunder: gaf, gaf yapmak
Boost: artırmak, yükseltmek
Boundary: sınır
Bound to: zorunlu, kesin, mutlaka
Border: sınır
Break: off kırılıp ayrılmak, ilişiğini kesmek; birdenbire durmak
Breakthrough: cepheyi yarıp geçmek; büyük buluş
Briefly: kısa (biçimde), kısaca (özet olarak)
Bring down: indirim yapmak, düşürmek
Briskly: Quickly, Energetically canlı ve istenilen tarzda; enerjik
Bruise: berelemek, ezmek; bere, ezik
Brutality: Cruelty vahşilik
Budget: bütçe
Bump: vurma, toslama; şiş, tümsek
Burglar: (ev, dükkan) soyan hırsız
Bury: gömmek, defnetmek; gizlemek, örtmek
C
Call at: uğramak
Call off: iptal etmek
Call on: ziyaret etmek; talep etmek
Call up: telefon atmak
Candidate: aday, namzet
Capable: yetenekli, ehliyetli
Captivate: büyüleme, esir etme, cezbetmek
Carry out: yerine getirmek, gerçekleştirmek
Cautious: ihtiyatlı, tedbirli
Cease: sona ermek, durmak
Chance: şans, tesadüfen olmak
Charge: ücret; itham; hamle; şarj
Charity: sadaka; hayırseverlik, hayır kurumu
Cheer: neşe, tezahürat
Chemist: kimyager; eczacı
Choice: seçmek
Choir: koro
Clammy: yapış yapış; soğuk nemli
Clarify: açıklamak, açıklık getirmek
Clear: temizlemek, aklamak, izin vermek
Clerk: memur, tezgahtar, sekreter
Cliff: uçurum, sarp kayalık
Clog: tıkamak, tıkanmak; takunya
Coast: kıyı
Coincidence: tesadüf
Collar: yaka; tasma
Collide: çarpışma, çarpma
Combine: birleşmek, birleştirmek
Commerce: ticaret
Compare: mukayese etmek
Compensation: bedel, tazminat, telafi
Compete: yarışmak; rekabet etmek
Competent Capable: ehil, yetenekli, yetkili
Competition: yarışma, rekabet, sınama
Complaint: şikayet etmek
Complete: tamamlamak; tamamen
Composed: birleşmiş; bestelenmiş; kendine hakim olmak
Compromise: uzlaşmak
Conceal: gizlemek, saklamak, örtmek
Concession: taviz, ödün
Concurrence Agreement: aynı olan, birlik olma, uyuşma; aynı zamana rastlama
Condense: yoğunlaşma; sıvıya dönme; çözeltme
Confidence: güven, itimat
Confidence: kendine güven
Confidential: Secret gizli, sır
Confirm: teyit etmek, pekiştirme, onaylama, sürekli, müzmin
Confiscated: Seized müsadere etmek, haczetmek; istimlak etmek
Conflict: çelişmek
Congratulate: tebrik etmek
Conscientious vicdanlı
Consequence: netice ; önem
Conserve: koruma muhafaza etme
Consider: hesaba katmak; göz önünde tutmak; saymak
Considerably: epeyce, oldukça
Consist: of müteşekkil olmak, oluşmak
Consistently: mütemadiyen, devamlı
Constitute: teşkil etmek, tesis etmek; tayin etmek
Constitution: anayasa
Contaminate: kirletmek; zehirlemek, bozmak
Contented: halinden memnun, mutlu
Cooperation: işbirliği
Courteous: nazik, kibar, saygılı
Coward: korkak
Creative: yaratıcı
Crime: suç, cürüm
Criminal: suçla ilgili; suçlu; cezalı
Crooked: eğri, çarpık, virajlı, hilekar
Crop: mahsul
Crowd: kalabalık
Cruelty: zulüm, acımasızlık
D
Dabble: su serpme; suyla uğraşmak
Damage: zarar, zarar vermek
Deadline: son teslim tarihi
Dealer: satıcı, tacir Decade: on yıl
Deception: aldatma, hile
Deceptive: aldatıcı, yanıltıcı
Decline: gerileme, zayıflama
Dedicate: adamak; ithaf etmek
Defeat: yenme, bozguna uğratmak
Deficient: eksiz yetersiz, noksan
Delicate: nazik, hassas, narin
Delight: sevinç, zevk, haz,
Denial: inkar, yok sayma
Deny: inkar etme
Depict: göstermek, dile getirmek
Deplore: teessüf etmek, üzülmek
Dept: borç
Desperate: ümitsiz; gözü dünmüş
Despondent: ümitsiz, meyus
Determine: belirlemek, tespit etmek azimli, kararlı
Detest: nefret etmek, tiksinmek
Device: alet, aygıt
Devote: ,,-e adamak
Diluted: sulandırılmış, su katılmış
Diminish: azaltmak, küçültmek, eksiltmek
Discipline: disiplin
Discourteous: nezaketsiz, kaba
Discreet: saygılı, dikkatli ve nazik
Discretion: basiret, sağduyu, tedbir, ihtiyat
Discuss: tartışma, münazara etmek
Disease: hastalık
Disgraced: gözden düşmüş; itibarsız; yüz karası
Disgust: iğrenme, tiksinme, midesini bulandırma
Dishonest: sahtekar
Disintegrate: parçalamak, bölünmek
Disposition: eğilim, mizaç, düzen, tertip
Dispute: tartışma
Dissolve: çözmek, dağıtmak, yok olmak
Distinguish: Ayırmak, ayırt etmek, seçkin, ünlü, kendine yer edinmiş
Distrust: güvenmemek
Ditch: hendek, ark, kanal
Divert: başka yöne çevirmek; saptırmak
Divide: bölmek, ayırmak
Divulge: ifşa etmek, açığa vurmak
Doubt: şüphe, kuşku
Drift: sürüklenmek
Drowsy: Sleepy uykulu, uyku veren
Duplicate: Copy kopyasını yapmak
Dwindle: giderek azalmak
E
Eagerness: şevk, istek, arzu
Edge: kenar; avantaj
Efficient: verimli, randımanlı
Elevation: kaldırma, yükseltme; terfi
Embark: (on) gemiye binmek; başlamak
Embarrassment: utanma, mahcubiyet
Emerge: meydana çıkmak
Emit: yaymak, çıkarmak
Employer: iş veren
Encouraging: teşvik edici, cesaretlendirici
Endearing: sevdiren
Enhance: değerini, gücünü, güzelliğini arttırma, süslemek, genişletmek
Enlarge: büyütmek, genişlemek
Enlighten: aydınlatmak
Enthusiastically: şevkle, hararetle
Envy: kıskanma, gıpta etme
Equivocal: Ambiguous iki anlama gelebilen
Espionage: casusluk
Essential: gerekli
Examine: tetkik, muayene etmek, sorguya çekmek
Excessive: aşırı, haddinden fazla
Exchange: karşılıklı değişmek
Excuse: mazeret
Exempt: bağışık; muaf; hariç tutmak
Exhausted: bitmiş, tükenmiş, yorgun
Exhibition: sergi
Existence: varlık
Exotic: Unusual
Expand: genişle(t)mek, büyümek
Expedition: yolculuk; sefer
Explicit: açık, sarih
Explore: keşif, inceleme gezisi
Explorer: kaşif seyyah
Expose: ifşa etmek; ışığa tutmak; korunmasız Hbırakmak, maruz bırakmak; teşhir etmek; pozlamak
Exposure: ifşa; korunmasızlık; poz
Extensive: büyük, derin, kapsamlı
Extremely: oldukça fazla
F
Fabric: kumaş, doku
Fact: gerçek, olgu
Faint: Indistinct donuk, baygın
Far: uzak; çok
Fatigue: yorgun, bitkin; yormak
Fearsome: dehşetli, korkunç
Feasible: yapılabilir, mümkün
Feeble: zayıf, kuvvetsiz
Fever: ateş, hararet; humma
Firing: Ateşleme; pişirme; işten atma
Fiscal: mali
Flawless: kusursuz, defosuz
Flee from: kaçmak, firar etmek
Flip: fiske atmak; keçileri kaçırmak; hayran olmak; küstah
Float: yüzmek, su üstünde kalmak, bir şeyi oluruna bırakmak
Floor: zemin
Fluctuate: inip çıkmak
Flushed: kızarmak, utanmak
Foggy: sisli
Fool: aldatmak, şaka yapmak, kandırmak
Foolishness: aptallık, budalalık
Forecast: tahmin etmek
Forestall: erken davranıp önlemek
Fortunate: şanlı, talihli
Frank: açık sözlü, içten, samimi
Frightened: korkmuş
Fume: pis kokulu gaz, yaymak
Futile: boşuna, beyhude
G
Gain: kazanmak, elde etmek
Generation: kuşak
Genuinely: hakikaten, gerçekten
Giggle: kıkırdamak
Gist: ana fikir
Gleeful: neşe dolu
Globe: küre
Global: küresel
Goods: mallar, eşya
Govern: yönetmek, idare etmek
Governmental: yönetimle ilgili
H
Halt: mola, durma
Hamper: hareketini güçleştirmek, engellemek Hand-held: elde tutlan
Harmful: zararlı
Harsh: sert, kaba, haşin
Harvest: hasat, ürün
Hasten: acele etmek, ettirmek
Hazardous: tehlikeli, zararlı
Heat: ısı, ısıtmak
Heavely: büyük oranda, şiddetli olarak
Hectic: heyecanlı, telaşlı
Hence: bu nedenle, bundan dolayı
Herd: sürü; ayak takımı
Hesitate: tereddüt etmek, çekimsemek
Hide: sakla-n-mak
Highway: anayol
Hijacking: hava korsanlığı
Hike: uzun yürümek; fiyatını artırmak
Homeless: evsiz
Honest: samimi, dürüst
Housing: barınacak yer
Hug: kucaklamak, sarılmak
Huge: kocaman, büyük
Humorous: komik, güldürücü
Hurl: fırlatmakIgnore: aldırmamak, bilmezden gelmek
I
Impartial: yansız
Imprecise: kesin olmayan, dikkatsiz, özensiz
Impression: izlenim, etki
Impromptu: hazırlıksız, doğaçlama
Improve: ilerletme, geliştirme
In charged: sorumlu, görevli
Inadvertent: kasıtsız, elde olmayan
Incidence: oluş sıklığı, meydana gelme oranı
Incline: eğilme, aşağı eğilme
Include: kapsamak, içine almak
Inconsiderate: başkalarını düşünmez, düşüncesiz
Incredible: inanılmaz
Incurable: tedavi edilmez, çaresiz
Indecisive: kararsız, kesin olmayan
Indication: anlatma, belirti, gösterge
Indifferent: kayıtsız, umarsız
Indispensable: vazgeçilmez, zorunlu
Indistinct: belirsiz, bulanık
Induce: kandırmak, ikna etmek
Industrious: çalışkan, gayretli
Inflammable: kolay tutuşan, parlayıcı
Influence: etki
Initial: ilk, başlangıç
Insignificant: değersiz, önemsiz, belirsiz,
Insist ısrar etmek
Insolent Rude küstah, terbiyesiz
Inspire telkin etmek, ilham etmek
Instructive: öğretici, eğitici
Insult: hakaret etme, hor görme
Intensity: güçlülük, yoğunluk
Intention: niyet
Interfere müdahale etme, çatışma, engelleme
Interfere with yoluna çıkmak, engellemek, karışmak
Intermittent kesik kesik, aralıklı
Intrepid Yılmaz, korkusuz, cesur
Intricate Complicated karışık, girift
Investigator dedektif, araştırıcı
Investment yatırım, sağlanan gelir
Irrelevant konu dışı, ilgisiz
Irresponsible sorumsuz
Issue konu; yayım-baskı
Item adet, tane; madde; konu-fıkra
J
Jam sıkıştırmak, kilitlemek, izdiham
L
Landscape manzara
Lane dar yol; şerit
Law hukuk, kanun
Leading önde olan, kılavuzluk eden
Leak sızıntı, çatlak
Lecture ders, konferans
Liability sorumluluk, yükümlülük
Limp topallamak, aksamak
Lingered kolay kolay ayrılmak;
Litter çöp
Locate bulunma, bir yerde yerleşmiş olma
Lofty High yüce, yüksek, azametli
Lonely yalnız, kimsesiz, tenha
Look up to Respect hayran olmak, örnek almak
Luck şans, talih, uğur
M
Majority çoğunluk
Management idare, yönetim
Manufacture imal etmek
Means yol, yöntem, araç
Meddle Interfere karışmak, burnunu sokmak
Medicine tıp, ilaç
Meditative Thoughtful derin derin düşünen
Melt: eri-t-mek, yumuşa-t-mak
Memorize: ezberlemek
Mend: Repair tamir etmek
Merge: birleşmek, içine katmak
Messy: dağınık, düzensiz
Mild: ılımlı, hafif, ılıman
Misty: sisli, bulanık
Misuse: suiistimal; yanlış kullanım
Moderate:ılımlı
Moist: nemli, ıslak
Mold: şekil vermek, kalıp
Monster: canavar
Mud: çamur; iftira
N
Neglect: ihmal etmek
Negligible: ihmal edilebilir
Nod: onaylamak, başını sallamak
Notify: bildirmek, haber vermek
Notorious: adı çıkmış, kötü şöhretli
Novelist: romancı
O
Object: itiraz etmek
Objection: itiraz; sakınca
Obligation: mecburiyet, zorunluluk
Obscured: saklı, anlaşılması güç,
Obsess: aklına takılmak, fikri sabit yapmak
Obstinate: inatçı
Obtain: sağlamak, elde etmek
Obvious: açık, anlaşılır, ortada
Occasion: fırsat, vesile, önemli gün, özel olay
Occasional: arasıra olan, düzensiz
Occupation: işgal
Occupy: işgal etmek
Occur: olmak, meydana gelmek
Odorless: kokusuz
On strike: grevde
Open-minded: Açık fikirli
Opinion: fikir
Orchid: orkide
Outline: ana hat, taslak
Output: ürün, verim, çıktı
Outrageous: nefret uyandırıcı, öfkelendirici
Overactive: çok aktif, hareketli
Overburdened: sıkıntılı
Overdue: vadesi geçmiş, gecikmiş
Overemphatic: fazla vurgulu, çok fazla çarpıcı
Overseas: deniz aşırı
Oversimplify aşırı basitleştirme
Overturn: devirmek, tepe üstü getirmek
Owing to: sayesinde; yüzünden dolayı
P
Pace: adım, hız
Pain: acı, sızı, ağrı
Pale: solgun
Participate: iştirak etmek
Partner: ortak
Passageway: pasaj, geçit
Pay attention to: dikkatini vermek
Peculiarity: özellik; ,,,-e özgü olma; tuhaflık
Percent: yüzde
Personality: şahsiyet
Pessimistic: kötümser
Phony: sahte, düzmece
Pick up: toplama, devşirme
Plentiful: bol; bereketli
Plunge: dalma, fırlama
Poetic: şiirsel
Point of view: bakış açısı
Policy: politika; davranış biçimi; poliçe
Polish: cilalamak, boyamak
Poll: oylama, anket
Pollute: kirletmek
Postpone: ertelemek
Praised: övmek
Precaution: tedbir, önlem
Precisely: tam olarak; kesinlikle
Prediction: tahmin
Premium: sigorta primi; ödül, prim
Presume: varsaymak
Pretense: rolüne girme, bahane
Pretext: bahane
Prevent: engellemek, korumak
Preview: ilk gösterim
Previous önceki, sabık
Pride gurur, iftihar
Prior to öncelikli, daha önemli
Private özel; şahsa ait
Prodigious Huge, şaşılacak, müthiş, kocaman
Profilic çok eser veren
Profound: tam, eksiksiz, derin; bilgili; etkileyici
Promote terfi ettirmek
Promotion terfi
Propose önerme, niyet etme, evlilik teklifi
Prospects başarı şansı
Prove kanıtlamak; çıkmak
Punctual dakik
Punctuality Being on time
Purify temizlemek, arındırmak, saflaştırmak
Pursue peşine düşmek, izini sürmek
Put off elbisesini çıkartmak
Q
Quarter çeyrek; bölge, semt; askeri kışla
Quartet dörtlü
R
Raise yukarı kaldırmak; artırmak; çocuk yetiştirmek
Rate oran
Readily Easily kolayca, seve seve
Readily isteyerek, gönülden
Recast yeniden çıkarmak, değiştirmek
Recent yakında olmuş
Recession gerileme, durgunluk, azalma
Reckless aldırışsız, kayıtsız
Reckon hesaplamak, tahmin etmek
Recover iyileşmek, yeniden elde etmek
Recruit üye yapmak; işe almak
Refrain from kendini tutma, sakınma
Refugee mülteci
Refute yalanlamak, çürütmek
Regarded as gibi görülmek, kabul edilmek
Region bölge
Rejection ret
Relent yumuşama, gevşeme, merhamete gelme
Relentless amansız; acımasız, merhametsiz
Reliance geven, itimat
Relief Ferahlama, kurtarma- takviye-; nöbet kişileri
Relieve hafiflemek, rahatlamak
Reluctant isteksiz, tereddütlü
Reluctantly gönülsüzce
Remark söz söyleme; fark etme
Remarkable dikkate, sözü edilmeye değer
Remove çıkarmak, temizlemek, alıp götürmek
Renovation yenileme, tecdit, onarım
Represent temsil etme
Reprimand azar, paylama
Reprove azarlama, paylama
Reputation ün, itibar
Require gerektirmek; istemek
Reservation yer ayırtma; şart; ihtiyat
Resign istifa etmek, ayrılmak
Resignation istifa; kabullenme
Resonance tınlama
Respect saygı, hürmet
Restored onarılmış; iyileşmiş; işine iade edilmiş
Restraint zaptetme, sınırlama, hakim olma
Restriction sınırlama
Resultant sonucunda ortaya çıkan
Reveal açığa çıkarma; ilhamla bildirme
Revere Loved saymak, saygı göstermek
Revise gözden geçirmek
Revive yeniden canlan-dır-mak
Reward ödül
Ridiculous Absurd, Gildings derecede saçma
Rim Edge kenar
Rival rakip
Rot çürüme, çürük ; zırva
Rub ovma, ovalama
Rugged zor, kaba, yontulmamış, pürüzlü
Rule out Reject
Runaway kaçak
Rush aceleyle koşmak, hücum etmek
S
Saucer çay, fincan tabağı
Scattered dağınık
Scheme plan, tasarı
Scholarly çok derin, bilgili, bilimsel
Scholarship burs; irfan, ilim
School board okul yönetimi
Scold azarlama, paylama
Scorch yakmak, kavurmak; acı sözlerle incitmek
Scratch tırmalamak, kazımak, kaşınmak
Sealed mühürlü
Seam dikiş yeri, bağlantı yeri
Seed tohum
Seek araştırmak, bulmaya çalışmak
Seize tutmak, yakalamak, zaptetmek
Select; seçmek, ayırım
Selfish bencil
Sensitive duyarlı
Separate ayırmak
Serene sakin; yüce
Severe acı, sert, şiddetli
Shade gölge
Shape şekil
Shareholder hissedar
Shattered mahvolmuş, bitmiş; yorgun
Shield Protect, kalkan; korumak
Shift vardiya; rüzgarın yönünü değiştirmesi
Shipping gemiler; sipariş alıp gönderme
Shout bağırmak
Shrewd Clever, kurnaz, açık göz
Sinful günahkar
Sink dibe batmak
Skillful becerikli
Skip atlamak
Slope eğim
Sly sinsi
Smooth yumuşak
Sneer dudağını bükmek, küçümsemek
Soothe Comforted sakinleştirmek, rahatlatmak
Sophisticated karmaşık, girift,
Spectacle görülecek şey,
Sphere, Globe küre
Spokesperson sözcü
Sporadic Intermittent (düzensiz aralıklarla olan)
Squeeze sıkmak, ezmek
Staff personel, çalışanlar kadrosu; kurmay
Statue heykel
Stature boy-pos; önem; kişilik
Stayed late Lingered, oyalanmak
Steady düzenli, sabit
Stem from -den ileri gelmek, doğmak, çıkmak
Step adım, basamak
Stern sert, müsamahasız
Stiff katı, sert, kıran kırana
Stingy cimri, eli sıkı
Stockholder hissedar
Straighten doğrultmak
Strain kendini zorlamak, gayret göstermek
Stray başıboş, Homeless
Stretch germek, esnetmek
Struggle çabalamak, mücadele etmek
Stubborn inatçı dik başlı
Subsidize Para vermek, desteklemek
Subtle ince, narin; zeka işi
Sufficient yeterli
Summary Özet
Superficial yüzeysel, üstünkörü
Superior daha üstün
Supplementary takviye, ek
Surgeon cerrah, operatör
Surmount üstesinden gelmek, alt etmek, yenmek
Surpass aşmak, üstün olmak
Survive hayatta kalmak; hayatını idame ettirmek
Susceptible to kolay etkilenen, dayanıksız, hassas
Suspicion şüphe, zan
Sustain devam ettirmek, korumak
Swell Grow şişmek, kabarmak; artmak, büyümek
Symptom Sign semptom, belirti
Synopsis Summary özet
T
Tackle çaresine bakmak; üstesinden gelmek; topu ayağından almak;
Talent yetenek
Tax vergi
Tax-exempt vergiden muaf
Tear (teyr) yırtmak; (tiıyr) gözyaşı
Tempt ayartmak, yoldan çıkartmaya çalışmak
Testimony tanıklık, ifade
Thorough tam, dikkatli eksiz
Thoughtful düşünceli
Thrifty tutumlu, idareli
Throng Crowd kalabalık; kalabalık olarak gitmek
Tilted Crooked yatırmak, eğmek, ; meyil
Tiny küçük, ufacık
Top üst, zirve
Torn yırtık
Tower kule
Trace Indication iz, eser ; kopyasını çıkarmak, ipuçlarından olayı çözmek
Trail sürüklemek, gezdirmek; izlemek
Tramped Walked heavily kuvvetli adımla yürümek
Tranquil serene sakin, huzurlu
Transaction iş görme
Treachery ihanet
Treatment muamele, davranış; tedavi
Treatment muamele, davranış; tedavi
Trial deneme; duruşma
Triumph zafer, başarı
Trivial abes; bayağı; cüzi
Trust güvenmek
Trust güvenmek, inanmak
Tunnel Underground passageway
U
Underestimate az/düşük olarak tahmin etmek
Underground metro; yer altı
Undermine baltalamak, çökertmek, temelini çürütmek
Underrate hafife almak, küçümsemek
Unhesitatingly tereddüt etmeden
Union birlik; sendika
Unique biricik; tek; eşsiz
Unpardonable affedilemez
Unpleasant nahoş ; tatsız
Unrehearsed provasız
Unrestrained denetimsiz, frenlenmemiş, serbest
Unwillingly istemeyerek
Unwillingness isteksizlik
V
Vacant boş, açık; dalgın
Vague müphem, belirsiz, şüpheli
Vanity Pride, kibir, kendini beğenmiş; abes şey, beyhudelik
Varied değişik, çeşitli; değişken
Vast çok geniş, engin, pek çok
Versatile çok yönlü; elinden birden fazla iş gelen
Vexed Annoyed, bir şeye canı sıkılmak
Victim kurban
Victory Triumph, zafer
Violent sert, şiddetli, zorlu
Vital hayati önemde
Voluntarily gönüllü olarak
Vote oy vermek
Vulnerable: saldırı veya tenkide açık / maruz olan
W
Wasteful savurgan, müsrif
Weakness: zayıflık; zaaf
Wealthy: zengin, varlıklı
Wheel: tekerlek
Whip: kamçı; kamçılamak
Wise: akıllı, akıllıca, mantıklı
Withdraw: çekmek, çekilmek, ayrılmak
Wither: solmak, soldurmak, sindirmek
Witness: Şahit
Worthwhile: yapmaya değer, -e değer
Wrinkle: buruşmak, kırışmak
Yield (to): kabul etmek, baş eğmek..
Geçmiş Yıllara Ait Sınav Soru ve Cevapları KPDS
2011 KPDS Sonbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2011 KPDS İlkbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2010 KPDS Sonbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2010 KPDS İlkbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2009 KPDS Sonbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2009 KPDS İlkbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2008 KPDS Kasım Dönemi Soru ve Cevapları
2008 KPDS Mayıs Dönemi Soru ve Cevapları
2007 KPDS Kasım Dönemi Soru ve Cevapları
2007 KPDS Mayıs Dönemi Soru ve Cevapları
2006 KPDS Kasım Dönemi Soru ve Cevapları
2006 KPDS Mayıs Dönemi Soru ve Cevapları
Geçmiş Yıllara Ait Sınav Soru ve Cevapları ÜDS
2011 ÜDS Sonbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2011 ÜDS İlkbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2010 ÜDS Sonbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2010 ÜDS İlkbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2009 ÜDS Sonbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2009 ÜDS İlkbahar Dönemi Soru ve Cevapları
2008 ÜDS Ekim Dönemi Soru ve Cevapları
2008 ÜDS Mart Dönemi Soru ve Cevapları
2007 ÜDS Ekim Dönemi Soru ve Cevapları
2007 ÜDS Mart Dönemi Soru ve Cevapları
2006 ÜDS Ekim Dönemi Soru ve Cevapları
2006 ÜDS Mart Dönemi Soru ve Cevapları
Bildiğim kadarıyla kpds ve üds kalktı artık sadece yds ile yabancı dil seviyemizi ölçecekler.Benim de biran önce hazırlanmam gerek güzel arşivlemişsiniz Mehmet bey teşekkürler : )
Haklısın, örnek soruları koydum sanıyordum. Sayende düzelttim 😉